Çin Üniversitelerinde Yapay Zeka: Yasak Değil, Bir Yetenek Olarak Benimseniyor
Yapay zeka (YZ) dünyada hızla yayılırken, farklı ülkelerdeki üniversitelerin bu teknolojiye yaklaşımı da büyük farklılıklar gösteriyor. Batı’da hâlâ öğrencilerin YZ kullanımıyla ilgili endişeler yaşanırken, Çin’de üniversiteler bu teknolojinin aktif ve öğrenilmesi gereken bir beceri olduğunu savunuyor. Peki, Çin üniversitelerinde yapay zeka nasıl entegre ediliyor ve bu durum öğrenci başarısını nasıl etkiliyor?
Çin’de Yapay Zeka Kullanımındaki Kültürel Evrim
Sadece birkaç yıl öncesine kadar Çin’de öğrenciler yapay zekayı ödevlerinde kullanmaktan kaçınıyordu. Örneğin, hukuk öğrencisi Lorraine He, iki yıl önce yapay zekayı kullanmaması gerektiği konusunda uyarılmıştı. Ancak günümüzde durum tamamen değişti. Çoğu üniversitede YZ, engellenmek yerine teşvik ediliyor.
Mycos Enstitüsü’nün yaptığı bir araştırmaya göre Çin’de yükseköğretim kurumlarındaki öğrencilerin %99’u yapay zeka araçlarını en azından bazen kullanıyor. Bu oran dünya standartlarına göre oldukça yüksek. Öğretim üyeleri YZ’nin akademik dürüstlük açısından yaratacağı sorunlar yerine, bu teknolojinin nasıl doğru ve verimli kullanılacağına odaklanıyor.
Çin’de YZ’ye yönelik pozitiv yaklaşım, sadece akademik alanda değil, toplumda da kendini gösteriyor. Stanford Üniversitesi’nin bir araştırmasına göre, Çin halkının %80’i yeni yapay zeka hizmetlerinden heyecan duyuyor. Bu oran Amerika ve İngiltere’de %30-40 civarında seyrediyor. Bu yaklaşım, Çin’in 1980’lerden beri bilim ve teknolojiyi ulusal ilerlemenin temel itici gücü olarak görmesiyle de uyumlu.
Çin Üniversitelerinde Yapay Zeka Eğitimi ve Uygulamaları
Çin’de birçok üniversite, yapay zekayı yalnızca bir araç olarak değil, aynı zamanda disiplinler arası öğrenmenin önemli bir bileşeni olarak görüyor. Örneğin, Tsinghua Üniversitesi, öğrencilerini hem yapay zeka hem de biyoloji, sağlık bilimleri veya beşeri bilimler gibi diğer alanlarda yetiştiren çift anadal programları kurmaya başladı. Zhejiang Üniversitesi ise 2024 yılından itibaren tüm lisans öğrencileri için zorunlu bir yapay zeka dersi başlatacak.
Ünlü akademisyen Liu Bingyu, yapay zekanın öğrencilerin:
- Literatür taraması yapmalarında,
- Özet ve grafik hazırlamalarında,
- Düşünceleri organize etmelerinde,
- Yeni fikirler üretmelerinde etkili bir yardımcı olduğunu
vurguluyor. Liu, yüksek kaliteli girdilerin ve bilinçli yönlendirmelerin yapay zekadan en iyi sonuçların alınmasını sağladığını belirtiyor. Bu anlayış, yapay zekanın insan yargısının yerini alamayacağını ancak onu desteklediğini öne çıkarıyor.
Yapay Zeka ile Eğitimde Geleceğe Hazırlık
Çin hükümeti de eğitimde yapay zeka entegrasyonuna büyük önem veriyor. 2025 yılında Milli Eğitim Bakanlığı, tüm eğitim seviyelerinde eleştirel düşünme, dijital okuryazarlık ve gerçek dünya becerilerinin geliştirilmesini hedefleyen “YZ+ Eğitim” reformlarını duyurdu. Pekin Belediyesi ise yapay zekayı K-12’den üniversitelere kadar tüm okullarda zorunlu hale getirdi.
Çinli üniversiteler, Batı’nın ChatGPT gibi yazılımlarına alternatif olarak geliştirdikleri yerel yapay zeka modellerini (örneğin DeepSeek) öğrencilerin kullanımına sundular. Bu modeller, kapsamlı bağlam anlayışı ve sürekli diyalog yetenekleri sunarken, öğrencilerin yapay zekayı etkin bir şekilde öğrenmesini sağlıyor. Kullanıcılar kimlik kartlarıyla bu hizmetlere ücretsiz erişebiliyor.
Öğrenci deneyimleri ise yapay zekanın öğrenim sürecinde günlük bir araç haline geldiğini gösteriyor. Ancak bazı öğrenciler, yapay zekayı etik ve doğru şekilde kullanma konusunda hâlâ stres yaşıyor. Bu nedenle öğretim üyelerinin net kurallar koyması ve öğrencileri yönlendirmesi büyük önem taşıyor.
Çinli öğrenciler yapay zekayı sadece akademik yaşamlarında değil, iş hayatında da bir avantaj olarak görüyor. 2025 yılında mezunlara sunulan iş ilanlarının %80’inde yapay zeka becerileri tercih nedeni olarak belirtildi. Hızla gelişen teknoloji dünyasında, yapay zeka becerilerine hakim olmak, rekabetçi iş piyasasında öne çıkmanın anahtarı oluyor.
Sonuç olarak Çin üniversitelerinde yapay zeka, yasaklanması gereken bir engel değil; üzerinde ustalık kazanılması gereken bir yetenek olarak kabul ediliyor. Bu yaklaşım, hem eğitimde hem de geniş toplumsal kabulde önemli bir paradigma değişiminin işareti.