Terapi Seanslarında Yapay Zekanın Kullanımı: Güven, Gizlilik ve Etik Sorunlar
Teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte yapay zeka, hayatımızın birçok alanında yer almaya başladı. Psikoterapi ve ruh sağlığı hizmetlerinde de bazı terapistlerin yapay zekadan, özellikle ChatGPT gibi dil modellerinden faydalandığı ortaya çıktı. Ancak bu durum, danışanların güveni ve gizliliği açısından pek çok soru işaretini beraberinde getiriyor.
Yapay Zeka Terapide Nasıl Kullanılıyor?
Son zamanlarda bazı terapistlerin seanslarda danışanlarının söylediklerini yapay zeka araçlarına girip, aldığı yanıtları kendilerine danışanlara aktarması gündeme geldi. Bu durum, terapötik ilişkinin temelini oluşturan güveni zedeleyebiliyor. Los Angeles’ta yaşayan 31 yaşındaki Declan Hu örneğinde olduğu gibi, teknik bir aksaklık sırasında terapisinin ekranını istemeden paylaşması sonrası, terapistinin ChatGPT kullandığını fark etti.
Declan, terapistinin kendi söylediklerini yapay zekaya yazdığını ve daha sonra yanıtları özetleyip seçerek kendisine sunduğunu görünce şaşkına döndü. Bu deneyim, terapi seanslarının doğallığını ve samimiyetini ciddi şekilde etkiledi. Terapistinin durumu itiraf etmesi ise aralarındaki ilişkiyi bir “garip ayrılığa” dönüştürdü.
Yapay Zeka ve Terapötik İletişimde Güven Sorunları
Yapay zekanın terapi yazışmalarında kullanılması bazı danışanlarda güven problemleri yaratıyor. Birçok kişi, danışmanlarının kendilerine gönderdiği uzun ve detaylı mesajlarda yapay zekanın olduğunu fark edince hayal kırıklığına uğruyor. Bu durum, özellikle güven problemleri üzerinde çalıştığı için terapiye gelen danışanlarda daha da hassas karşılanıyor.
Örneğin, Hope adındaki 25 yaşındaki bir danışan, kaybettiği köpeği hakkında yazdığı mesaja gelen yanıtta yapay zeka tarafından hazırlanan bir metin olduğunu fark etti. Üstteki “Daha insancıl, samimi ve yumuşak bir dille hazırlanmıştır” notu, ilişkide zorlayıcı bir güven sarsıntısına neden oldu.
Bu tarz durumlarda açıklık ve şeffaflık eksikliği, danışanın terapistine olan güvenini zedeleyebiliyor. Hatta uzmanlar, terapi sürecinde yapay zeka kullanımının etik açıdan açıkça danışana bildirilmesinin şart olduğunu vurguluyor.
Yapay Zeka Kullanımında Dikkat Edilmesi Gerekenler
Yapay zeka araçlarının terapi süreçlerine entegrasyonu, bazı avantajlar sunsa da beraberinde önemli riskler getiriyor. İşte terapistlerin ve danışanların bu noktada dikkat etmesi gereken başlıca unsurlar:
- Gizlilik ve Veri Güvenliği: ChatGPT gibi genel amaçlı yapay zeka araçları ABD’deki HIPAA (Sağlık Sigortası Taşınabilirlik ve Hesap Verebilirlik Yasası) standartlarına uygun değildir. Bu nedenle, kişisel ve sağlık bilgilerinin gizliliği için veri paylaşımı büyük risk içerir.
- Şeffaflık: Terapistler, yapay zekayı hangi amaçla kullanacaklarını danışanlarına açıkça bildirmelidir. Bu, güvenin korunması için kritik önemdedir.
- Etik Sınırlar: Yapay zekanın terapi teşhisi veya tedavi planı oluşturmak için henüz güvenilir olmadığı bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Terapötik kararların tamamen profesyoneller tarafından verilmesi gerekir.
- Danışan Rızası: Eğer yapay zeka danışan verileriyle çalışacaksa, önceden bilgilendirme yapılarak onay alınmalıdır.
- Yapay Zekadan Beklentilerin Yönetimi: Yapay zeka, terapistin yerini tutamaz. Daha çok destekleyici, zaman kazandırıcı araç olarak değerlendirilmelidir.
Bu önerilere uyulmadığında, hem danışanların özel hayatı risk altında kalabilir hem de terapist-danışan ilişkisi geri dönülmez biçimde zarar görebilir. Amerika’da bazı online terapi platformlarında yaşanan gizlilik skandalları, bu risklerin ne kadar ciddiyet taşıdığını ortaya koymuştur.
Sonuç: Terapide Yapay Zekanın Geleceği ve Sorumluluklar
Yapay zeka, sağlık ve psikoterapi alanında potansiyel faydalar sunarken ciddi etik ve gizlilik kaygılarını da beraberinde getiriyor. Terapistler, yoğun çalışma koşulları içinde yapay zekadan destek almak isteyebilir; ancak bu süreçte danışanları ile açık iletişim kurmalı ve gizlilik kurallarına hassasiyetle uymalıdır.
Uzmanlara göre, yapay zekanın terapi süreçlerinde kullanımı ancak şeffaflık ve danışan onayı ile mümkündür. Aksi halde, terapiye olan güven sarsılabilir ve kişisel veriler tehlikeye girebilir. Hem danışan hem de terapist için sağlıklı bir iletişim ortamı yaratmanın yolu, yapay zeka uygulamalarının etik ve sorumluluk bilinciyle kullanılmasıdır.
Unutulmamalıdır ki, psikoterapi insan ilişkisine dayanan hassas bir süreçtir ve teknolojik araçlar ancak bu sürece destek olmak amacıyla, dikkatli ve bilinçli bir şekilde kullanılmalıdır.