ABD’de Yapay Zekâ Şirketlerinin Geleceği: Bölgesel Fırsatlar ve Zorluklar
Yapay zekânın (YZ) iş dünyasını ve toplumu nasıl dönüştüreceği hâlâ tam anlamıyla kestirilemiyor. ABD’de özellikle teknoloji merkezleri bu değişimin ön saflarında yer alırken, yapay zekânın etkisi çok daha geniş coğrafyalara yayılıyor. Brookings Enstitüsü’nün yayımladığı yeni bir rapor, yapay zekâ şirketlerinin ve çalışanlarının ABD genelinde nasıl dağıldığını analiz ederek bu alandaki gelişmelerin bölgelere göre farklılaşan yönlerini gözler önüne seriyor.
Yapay Zekâ Gelişiminde Teknoloji Merkezlerinin Gücü
Rapora göre, yapay zekâ geliştirme çalışmaları hâlâ ABD’de belli başlı teknoloji merkezlerine yoğunlaşmış durumda. Brookings, şehirleri yapay zekâya “hazırlık” düzeylerine göre beş kategoriye ayırarak bu durumu ortaya koyuyor. Bu kategorilendirme yerel yetenek havuzu, kurumsal yenilikler ve şirketlerin yapay zekâyı benimseme potansiyeli gibi faktörlere dayanıyor.
En üst kategoride yer alan “Yapay Zekâ Süperstarları” grubunda San Francisco Körfez Bölgesi gibi alanlar bulunuyor. Bu özel bölgeler, yapay zekâ alanında benzersiz derecede güçlü konumda. Bir alt kategori olan “Yıldız Yapay Zekâ Merkezleri” ise Boston, Seattle ve Miami gibi teknoloji ile öne çıkan büyük metropolleri kapsıyor. Bu bölgeler halen ABD’nin yapay zekâ ekosisteminin kalbini oluşturuyor.
YZ İş Gücü ve Girişimlerin Dağılımı: Merkezileşme ve Yayılma
Rapordaki veriler, yapay zekâ alanında çalışanların ve yeni girişimlerin önemli ölçüde merkezileştiğini gösteriyor. Yapay zekâ becerilerini reklâm eden çalışanların yaklaşık üçte ikisi bu teknoloji merkezlerinde çalışıyor. Ayrıca, yapay zekâ odaklı girişimlerin %75’inin yine bu bölgelerde kurulmuş olması dikkat çekiyor.
Fakat sadece büyük şehirler değil, New York, Seattle, Columbus ve Boulder gibi “Yıldız Yapay Zekâ Merkezleri” de önemli bir pay alıyor. Yine de bu yoğunlaşma, yapay zekâ alanındaki yeniliklerin çoğunlukla belli bölgelerde yoğunlaşmasına neden oluyor. Raporda, yapay zekâ faaliyetlerinin ülke çapındaki bölgesel ekonomilere yayıldığının altı çizilirken, büyümenin desteklenmesi için politika yapıcıların bölgesel dengeyi gözetmesi gerektiği vurgulanıyor.
Gelişmekte Olan Yapay Zekâ Merkezlerinin Fırsatları ve Zorlukları
Brookings raporu, teknoloji merkezlerinin dışında da yapay zekâ alanında gelişme potansiyeli taşıyan 14 bölge belirlemiş durumda. Bu bölgeler genellikle prestijli üniversitelerin veya kültürel merkezlerin çevresinde yer alıyor. Örneğin, Madison’daki Wisconsin Üniversitesi veya Texas A&M’nin bulunduğu College Station, Pittsburgh, Detroit ve Nashville gibi şehirler bu kapsamda değerlendiriliyor.
Ancak bu bölgelerde bazı eksiklikler gelişimi sınırlıyor. Örneğin, Güney Karolina’daki Columbia, yaklaşık 860.000 nüfusu ve University of South Carolina gibi bir yükseköğretim kurumuna rağmen yeterli yetenek gelişimine sahip değil. Öğrenci mezuniyetleri ve iş profillerinde yapay zekâ becerileri sınırlı kalıyor.
Öte yandan, Florida’daki Tampa metropolünde üniversitelerin yenilik kapasitesi düşük olduğu için bölgesel inovasyon zayıf seyrediyor. Genel manada birçok gelişmekte olan bölge, yapay zekâ araçlarını benimseme konusunda zorluk yaşıyor. Raporda “benimseme” şirketlerin veri ve bulut teknolojilerini kullanımı ile ölçülüyor.
Bu Bölgelerdeki Fırsatlar ve Başarıyı Etkileyen Unsurlar
Rapora göre bu yeni yapay zekâ merkezleri ya daha çok endüstri ve hükümet sözleşmelerine yöneliyor ya da risk sermayesi yatırımcılarının ilgisini çekiyor. Federal araştırma ve geliştirme sözleşmeleri ile girişim sermayesi finansmanları, bir bölgenin inovasyon kapasitesini ölçmek için kullanılıyor.
- Alabama, Huntsville gibi bölgeler federal araştırma merkezleri olarak öne çıkıyor.
- Kaliforniya, Sacramento gibi yerler ise girişim sermayesi yatırımlarının merkezi haline geliyor.
- Üniversite varlığı ve akademi-endüstri iş birliği, bu merkezlerin başarısında kritik rol oynuyor.
Brookings raporu yazarlarından Mark Muro’ya göre, akademi ile endüstri arasındaki bağların güçlendirilmesi yerel yapay zekâ ekosistemlerinin gelişimini hızlandırabilir. Bu iş birlikleri bölgesel yeniliklerin ve yetenek yetiştirmenin önünü açıyor.
Sonuç olarak, ABD’de yapay zekâ alanındaki gelecek, büyük teknoloji merkezlerinin yanı sıra gelişmekte olan bölgesel merkezlerde şekilleniyor. Hükümet ve yatırımcıların bu dağılıma göre strateji belirlemesi, ülke genelinde dengeli ve sürdürülebilir bir yapay zekâ ekosistemi oluşturulması açısından büyük önem taşıyor.