Yapay Zekâ Destekli Finansal Dolandırıcılıkla Mücadelede Yeni Dönem
Teknolojinin hızla gelişmesi, finansal dolandırıcılık yöntemlerinin de evrilmesine yol açıyor. Yapay zekâ (YZ) araçları sayesinde dolandırıcılar, eski yöntemleri daha akıllı ve ölçeklenebilir hale getirirken, kurumlar da savunma mekanizmalarını güçlendirmek zorunda kalıyor. Özellikle büyük dil modelleri (LLM’ler) ve ses klonlama teknolojileri, dolandırıcılık faaliyetlerinde yeni tehlikeler yaratıyor. İşte yapay zekâ destekli finansal dolandırıcılığın güncel durumu ve kurumların bu tehdide karşı izlemesi gereken yollar.
Yapay Zekâ Dolandırıcılığın Yeni Yüzü
2021-2024 yılları arasında Kanada’daki bir çağrı merkezi ağı, ABD’deki yaşlı bireyleri toplam 21 milyon dolar dolandırdı. Dolandırıcılar, İnternet üzerinden ses aktarımı (VoIP) teknolojisini kullanarak kurbanlarına torunlarından arandıkları izlenimini verdi. Üstelik bu kişileri yaş, adres ve tahmini gelir gibi kişisel verilerle hedef alarak, daha inandırıcı ve kişiselleştirilmiş senaryolar oluşturdu.
Bunun yanı sıra, YouTube gibi platformlardan sadece bir saatlik video kaydı ile bir kişinin sesi klonlanabiliyor ve bunun için 11 dolarlık abonelikle hazır teknolojiler sunuluyor. Bu imkânlar dolandırıcılıkta yeni saldırı modellerinin habercisi oluyor. Telefon dolandırıcılıkları sadece bir örnek; yapay zekâ, sahte kimlik oluşturma, hızlı kimlik bilgisi denemeleri ve sesli doğrulama sistemlerinin aşılması gibi farklı yöntemlere de uygulanıyor.
Finansal Dolandırıcılığı Artıran Teknolojiler
ABD’de yapay zekâ destekli kimlik sahteciliği bankalara yıllık 6 milyar dolar zarar veriyor ve en hızlı büyüyen finansal suç haline geliyor. Bu durumun arkasında şu teknolojiler bulunuyor:
- Kişisel Veri Sızıntıları: Çalınan kişisel bilgilerle “Frankenstein ID” adı verilen sahte kimlikler oluşturuluyor.
- Hesap Bilgisi Sınama Yazılımları: Ucuz yazılımlar sayesinde binlerce çalıntı hesap bilgisi farklı platformlarda dakikalar içinde test edilebiliyor.
- Yapay Zekâ Destekli Sesli Sistemler: Metinden sese ve ses klonlama araçları, sesli doğrulama tabanlı güvenlik sistemlerini kolaylıkla geçebiliyor.
Plaid’in Endüstri İlişkileri ve Dijital Güvenlik Bölüm Başkanı John Pitts, teknolojinin hem dolandırıcılığı hızlandırdığını hem de yeni ve büyük çaplı dolandırıcılık türlerinin ortaya çıkmasına olanak sağladığını vurguluyor. Dolandırıcılar, yapay zekâyı kullanarak çok sayıda farklı saldırı noktasından aynı anda saldırabiliyor. Örneğin, ön ödeme dolandırıcılığında, yüz binlerce potansiyel kurban belirlenip, milyonlarca dijital iletişim eş zamanlı yapılabiliyor.
Kuruluşların Güçlendirmesi Gereken 5 Alan
Yapay zekâ destekli dolandırıcılıkla mücadelede kurumlar, aşağıdaki alanlarda hazırlıklı olmalı:
- Gelişmiş Veri Ağları: Kişisel verilerin doğru ve güvenli yönetilmesi, anormal aktivitelerin erken tespiti için önemlidir.
- Yapay Zekâ Tabanlı Güvenlik Çözümleri: AI destekli analiz ve tespit sistemleri dolandırıcılık girişimlerini önceden belirleyip engelleyebilir.
- Çok Katmanlı Doğrulama Sistemleri: SES doğrulama, biyometrik kimlik doğrulama gibi katmanlar artırılmalıdır.
- Kullanıcı Eğitimi ve Farkındalık: Kurban olma riski yüksek gruplar, şüpheli aramalar ve mesajlarla ilgili bilinçlendirilmelidir.
- Sürekli İletişim ve Diyalog: Finans kurumları, müşterileri ile sürekli iletişim halinde olarak güvenli davranışları teşvik etmelidir.
Sonuç olarak, finansal dünyada yapay zekâ hem bir tehdit hem de bir fırsat. Dolandırıcılar yapay zekâyı istismar ederken, kurumların da aynı teknolojileri etkin ve yenilikçi biçimde kullanarak güvenliği artırmaları gerekiyor. Bu mücadelede başarı, teknolojiyi doğru kullanmak ve farkındalık yaratmakla mümkün olacaktır.
